Neden devam etmeliydi bu yola ?
Eski mutluluğunu hissedemiyordu artık. Özellikle son altı yılını düşündüğünde hep bir eksiklik hissi onu boğmaktaydı... Eski fotoğraflarına bakamaz olduğunu fark etmişti bir keresinde. Çünkü özlüyor,imreniyor ve kıskanıyordu onları. Peki neden silmiyordu ki ? ''Bunu da başka zaman düşünürüm'' dedi. Nasıl olsa düşünmekten başka bir şey yapmıyordu. Kendi kendini bitirecekti böyle böyle... İçindeki tüm hislerin köreldiğini biliyordu; aşk,sevgi,intikam,hırs hiç birisi yoktu. Sadece bir tanesi parlayarak onun dikkatini çekiyordu;Merak!
Yıllar önce lise zamanlarında sahilde tek başına yaptığı yürüyüşlerinden birinde o farklı olan Merak'ı hissettiğini hiç unutmuyordu. Yaşadığı o ufak sahil ilçesi ,ona çoğu zaman sevdiği yalnızlık hissini tattırdığından çok iyi gelirdi. Yine bir hafta sonu ılık esen rüzgar ile birlikte kendini sahilde bulmuştu. Karadeniz'in hırçın dalgaları her zaman olduğu gibi kıyıları dövüyordu. O ilçede yaşamaya başlayalı iki seneyi geçmişti ama birden ''ben buraya nasıl geldim,şuanda bu sahilde ne işim var ? '' diye sordu kendisine. Düşündüğünde ise evet okul tercihleri yapılmış,yurda yerleştirilmiş,birçok yeni arkadaş edinilmiş ve iki sene geçmiş oradaydı. ''Bazen yaşarken farketmek güç olsada sorgulamamız gerekiyor'' diye düşündü. Acaba onu daha sonra neler bekliyordu. Kaç yeni kişiyle tanışacaktı,hangi durumların içerisinde bulunacaktı,hangi yeni şehirleri görecekti? Bilinmezlik. Her bilinmez kendi meraklısını doğurduğu gibi onun bilinmezi de buydu. Ama onun asıl bu his ile ikinci kez karşılaşması yıllar sonra olacaktı...
Aradan geçen yılların ardından kendini bir dağın tepesinde buldu. Bu dağ,hayatının belki de dönüm noktalarından birisi olacaktı. Kim bilebilir... İçinde bulunduğu yer Suriye topraklarında, etrafı sadece zeytin ağaçları ile dolu olan bir tepeydi. Yine bir gece görevinden dönmüş, akşam saat yedi sularında çıktığı görevden gündoğumuna yakın gelmişti. Güneş tam doğmasa bile dağların ardında kızıllığı görülmekteydi ve bu manzara onu mest ediyordu. Bunu her gördüğünde daha önceden bir anlam katamadığı o şarkı sözü beliriyordu zihninde ; "Bir kızıllık göreceksin gökyüzünde,o benim göğüs kafesimin rengidir. Bir kızıllık göreceksin eninde sonunda,bil ki orada Ölüm Var! ''. Ufuklara dalmış süzerken birden içerisinde bir his belirdi. Yıllar önce o sahilde tattığı hissin aynısıydı. Onu hisseder hissetmez tanımıştı. Nasıl gelmişti oraya,o dağda ne işi vardı? Daha aylar öncesi İstanbul'da hayatını devam ettirirken ne olmuştu da kendisini orada bulmuştu? Çok garipti. Hâlbuki eğitime gidilmiş,dağlara çıkılmış tatbikatlar,silahlar,dersler tonlarca şey olmuştu ama bunu yaşarken anlamıyor işte insan. Bazen durup bir başımızı kaldırmalı ve içinde bulunduğumuz resme geriden bakabilmeliyiz. O günden sonra tek bir duygu içersine hapsolmuştu. Acaba tekrar o içini okşayan hissi ne zaman tadacaktı? Ayakta durmasını ve pes etmesini engelleyen tek şey o merak duygusuydu ve hep yeni yollara çıkıp onu bulmaya çalışmalıydı. Kim bilir belki ne zaman tekrar hissedecek onu... Sırf bu duruma atfen kendisine bir motto belirlemişti: Daha Bitmedi Başlangıçlar... Tekrar tekrar o hissi tatmak için başlangıçlarını yeniliyordu, belki boşa kürek,belki bir hiç uğruna. Yaşamak için bir destek,bir bahanesi vardı işte...
Yorumlar
Yorum Gönder